Şema terapi (schema therapy), bir başka ifadeyle şema odaklı terapi (schema-focused therapy) her şeyden evvel bir psikoterapi (psychotherapy) modelidir. Dolayısıyla, diğer psikoterapi modelleri gibi şema terapi de, insan hayatında istenilen ve olumlu yönde bir değişimi amaç edinir.
Psikoterapi modellerinin ortak amacı -farklı yöntemler kullansalar da- kişilerin duygu, düşünce, davranış ve kişilik yapılarında, istenilen ve olumlu yönde bir değişim yaratmaktır. Psikoterapi modellerini bu açıdan birbirinden ayıran faktörler, insana, onun sorunlarına ve değişim sürecine yaklaşımlarıdır.
Şema terapi, psikoterapi alanındaki pek çok kuramı ve yöntemi bünyesinde barındıran bir psikoterapi modelidir.
Okumakta olduğunuz yazı, iki ana soruya cevap arayan iki alt başlıktan oluşmaktadır:
- Şema terapi nedir? İlk başlık altında şema terapinin ne olduğunu, temel kavramlarını ve psikolojik sorunlara bakışını ele almaya çalışıyorum.
- Şema terapi nasıl uygulanır? İkinci aşamada ise, şema terapide değişimin nasıl bir süreç izlediğini, hangi aşamaları barındırdığını paylaşıyorum.
Olabildiğince açıklayıcı, dolayısıyla da uzun bir metin ile karşı karşıyasınız. Aşina olmadığınız noktaları tekraren okumanızı tavsiye ederim. Zihninizi meşgul eden soruları ise, metnin sonundaki yorum kısmından bana sorabilirsiniz.
Şema terapi nedir?
Şema terapinin kurucusu Jeffrey E. Young‘tır. Joung, şema terapiyi şöyle tanımlıyor:
Şema terapi, değiştirilmesi zor, çocukluk ve ergenlik döneminde belirgin kökenleri bulunan psikolojik rahatsızlıklar (borderline kişilik bozukluğu gibi) için tasarlanmış, bilişsel, davranışçı, kişiler-arası ve yaşantısal teknikleri birleştiren, bütünleştirici bir teori ve terapi yaklaşımıdır.
Bu tanımdan hareketle, şema terapinin bazı temel özelliklerini şöyle maddeleyebiliriz:
- Şema terapi, değiştirilmesi zor psikolojik rahatsızlıklar için tasarlanmış bir terapi modelidir. Bu değiştirilmesi zor rahatsızlıkları, karakterolojik zorluklar olarak düşünebilirsiniz. Söz konusu zorlukları, neredeyse doğduğumuzdan beri bize ait özelliklerimiz olarak algılayabilir, kendimizi onlarla tanımlayabiliriz. Psikopatoloji açısından bakarsak şema terapi, daha çok kişilik bozukluklarının tedavisi için geliştirilmiş bir modeldir.
- Şema terapi bütüncül bir modeldir. Bütüncül kavramı, birden fazla terapi modelinin ve kuramının, tutarlı bir şekilde bir araya getirilmesini ifade eder. Şema terapide, bilişsel-davranışçı terapi, nesne ilişkileri kuramı, bağlanma kuramı, transaksiyonel analiz kuramı vb. uyumlu bir bütün oluşturmaktadır.
- Şema modeli, hem teorik bir model hem de bir terapi modelidir. Hem psikolojik rahatsızlıkların nasıl geliştiğine dair bir açıklama hem de onların tedavisi için bir yol haritası sunar.
Şema terapinin hedefleri üzerinde ikinci kısımda duracağım ancak, burada şunu söyleyebilirim: Şema terapinin nihai hedefi, kişinin, temel duygusal ihtiyaçlarını sağlıklı yollardan gidermesini sağlamaktır.
Şema terapinin temel kavramları nelerdir?
Şema terapinin ne olduğuna dair bu girizgahtan sonra, şema terapinin temel kavramlarını ele alabiliriz. Söz konusu kavramları, gelişimsel bir sırayla ele almaya çalışacağım. Şöyle ki:
Hepimiz bazı temel duygusal ihtiyaçlarla (core emotional needs) doğarız; o ihtiyaçların karşılanmasına bağlı olarak bazı şemalar (early maladaptive schemas) geliştiririz; o şemalarla başa çıkmak için bazı başa çıkma mekanizmaları (maladaptive coping styles) geliştiririz ve son olarak da, şemalarımız ve başa çıkma mekanizmalarımız, bazı şema modlarına (schema mode) daha fazla girmemize yol açar.
Şema terapi kendini tanılar üstü bir model olarak konumlandırır. Yani, şema terapi, sadece depresyon, panik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu gibi birtakım psikiyatrik tanılarla ilgili bir yaklaşım değildir. Bunun bir anlamı da şudur: Üst paragrafta dile getirdiklerim herkes için geçerlidir. Herkesin temel ihtiyaçları aynıdır; herkesin uyumlu veya uyumsuz şemaları vardır; herkes bazı başa çıkma mekanizmalarını kullanır ve herkes belirli bir anda belirli bir modda olur.
Söz konusu kavramların her birini ayrı yazılarda ele alıyorum. Burada, kavramlara kısaca değinmekle yetinip, okuyucuyu ilgili yazılara yönlendireceğim.
Temel duygusal ihtiyaçlar
Şema terapiye göre hepimiz, bazı evrensel, temel duygusal duygusal ihtiyaçlarla doğarız. Söz konusu temel duygusal ihtiyaçları tabii ki kendi başımıza gideremeyiz. Bu da bizi, önemli ötekilere/ başkalarına (anne, baba, abla, abi, teyze, komşu vb.) muhtaç hale getirir.
İçine doğduğumuz sosyal dünyanın/ ilişki dünyasının, ihtiyaçlarımızı karşılama biçimi, ruhsallığımızın/ şemalarımızın oluşmasına zemin hazırlar. Şayet ihtiyaçlarımız makul düzeyde ve şekilde karşılanırsa makul/sağlıklı/ işlevsel şemalar geliştiririz; ihtiyaçlarımızla ilgili, zedeleyici seviyede bir yoksunluk yaşarsak sağlıksız, işlevsel olmayan şemalar geliştiririz.
Temel ihtiyaçlarımızı şu şekilde kategorize ediyor şema terapi:
- Başkalarına güvenli bağlanma ihtiyacı
- Özerklik, yeterlilik ve kimlik algısı ihtiyacı
- İhtiyaçların ve duyguların ifade edilme özgürlüğü ihtiyacı
- Kendiliğindenlik ve oyun ihtiyacı
- Gerçekçi sınırlar ve öz-denetim ihtiyacı
Şema terapinin temel duygusal ihtiyaçlara verdiği önemi şu cümleden çıkarsayabiliriz: Ruhsal sağlık, kişinin, ihtiyaçlarını uyumlu bir tutum içinde karşılayabilme becerisidir.
Şema
Şema, psikolojide yaygın olarak kullanılan bir kavramdır. Genel olarak, karmaşık uyaran ve deneyimler kümesi içinde bir düzen yaratmaya yardımcı olan kalıp veya düzenleyici çerçeve anlamına gelir şema. Bu kavram, şema terapide kendine özgü bir anlam kazanır ve erken dönem uyum bozucu şema yerine bir kısaltma olarak kullanılır.
Şema terapi, kendimizle, diğer insanlarla ve dünyayla ilgili geliştirdiğimiz olumsuz, uyum bozucu şemaları konu edinir.
Şema, içinde duyguları, düşünceleri, anıları ve bedensel duyumları barındırır. Fark ettiyseniz, burada zikredilmeyen davranıştır. Şemanın içinde davranış/ eylem yer almaz. Davranış/ eylem, şemanın tetiklemesiyle ortaya çıkandır.
Şu örneğe bakalım isterseniz:
Bir kadın eşini arıyor ve fakat eşi, kadının telefonuna cevap vermiyor. Kadın, huzursuzlanıyor; aradan zaman geçmesini beklemeden tekrar tekrar, telefonu açana kadar eşini arıyor. Nihayetinde, eşine ulaştığında rahatlıyor.
Burada söz konusu olan, terk edilme şeması olabilir. Şemanın içinde, “Eşim kesin beni terk etti” düşüncesi, terk edilmekle ilgili endişe duygusu, endişeye eşlik eden bedensel huzursuzluk ve kadının o esnada bilincinde olmadığı, terk edilmekle ilgili anılar yer alabilir. Eşini tekrar tekrar araması ise, şemanın aktivasyonuyla ortaya çıkan eylem/ davranış olarak düşünülebilir.
Başa çıkma biçimleri
Psikolojide, genel bir terim olarak, bir zorlukla karşılaştığımızda, durumu yönetmek, stresten kaynaklanan olumsuz duygu ve çatışmaları azaltmak için, bilişsel ve davranışsal stratejilerin kullanılmasına başa çıkma denir.
Ağlamak, düşünmek, yardım aramak, duygudan kopmak, alkol almak, uyumak, kuran okumak, sorunun üstüne üstüne gitmek, olmamış gibi davranmak gibi niceleri, duruma göre, başa çıkma olarak görülebilir.
Şema başa çıkma biçimleri, insanların çocukken, olumsuz yaşantılarla mücadele etmek için gerçekleştirdiği davranışlar olarak düşünülebilir. Söz gelimi, çocukken, annenizden sevgi beklediğiniz ama alamadığınız durumlarda ne yaptınız? Sizden çok ilgi gören kardeşinize karşı hissettiğiniz kıskançlıkla başa çıkmak için ne yaptınız? Asabi annenizin asabiyetinden kendinizi korumak için ne yaptınız? Sizden üstün başarı bekleyen babanızın, düşük puanlı karnenize verdiği tepkiyle başa çıkmak için ne yaptınız? Bu gibi sorulara vereceğiniz cevaplar, sizin başa çıkma biçimlerinizi ifade edecektir.
Şema modu
Hepimiz, sağlıklı veya sağlıksız, pek çok şemaya sahip olabiliriz. Ancak bu şemaların hepsi, her an aktif olmaz. Söz gelimi siz, başarısızlık şemasına sahip olsanız bile, kendinizi her an başarısız hissetmezsiniz. Şemanız, ancak, belirli durumlarda -başarısızlık deneyimi, başarılı biriyle karşılaşmak gibi- tetiklenebilir. Duygusal yoksunluk şemasına sahip olsanız bile, kendinizi her an, yalnız, kimsesiz veya tehlike altında gibi algılamazsınız.
Şema, sahip olduğumuz ve zaman zaman öne çıkan özelliklerimizi (kişilik özellikleri) ifade eder. Mod ise, belirli bir andaki halimizi, ifade eden bir kavram olabilir. Mesela, şu anda, bu yazıyı okurken hangi modda olabilirsiniz? Belki de, yaşadığınız bir zorluğun üstesinden gelmek için, makul, gerçekçi bir çözüm arıyorsunuz. Bu çözüm arayışında, karşılaştığınız bu yazıyı okuyorsunuz. Dolayısıyla, sağlıklı yetişkin modunda olabilirsiniz.
Mod kavramını, yan, taraf olarak düşünebilirsiniz. Belirli bir anda, belirli bir yanımızla, modumuzla var oluruz.
Modun içinde şemalar ve başa çıkma biçimleri yer alır. Çok genel olarak, erişkin kişilerin modlarını şu şekilde kategorize edebiliriz:
- Çocuk modları
- Başa çıkma modları
- Ebeveyn modları
- Sağlıklı yetişkin modu
Şema terapi süreci nasıldır?
Şema Terapi’de terapi süreci iki aşamada gerçekleşir:
- Değerlendirme ve eğitim aşaması
- Değişim aşaması
Şema terapinin temel amacı, hastalara/danışanlara, uyumlu davranışlar içinde şemalarını, başa çıkma tepkilerini ve modlarını değiştirerek temel ihtiyaçlarına (sevgi-bağlanma, hareket özgürlüğü, eğlenebilme, kendini ifade edebilme ve gerçekçi limitler oluşturma) sağlıklı yollarla ulaşmasına yardım etmektir. Şema terapi sürecinde iki temel aşama vardır:
I – Değerlendirme ve eğitim aşaması:
Bu aşamanın temel amacı, danışanın durumunu değerlendirme; danışanı, problemleri ve şema terapi hakkında eğitmektir. Bu aşamada danışanın hayatının merkezindeki şemalar tespit edilir, bu şemaların hayatındaki olumsuz etkileri ortaya konulur, danışanın şemaya ait duygularla temas etmesi sağlanır, işlev bozucu başa çıkma tepkileri ve modları tespit edilir. Problem listesi ve terapi hedefleri oluşturulur. Bununla birlikte problem durumunun şema terapi için uygunluğu değerlendirilir. Şema terapiye uygun olmayan durumlar için farklı yöntemler kullanılır ya da danışana uygun yardım için yönlendirmede bulunulur.
Şemalar, başa çıkma tepkileri ve modlar belirlenirken danışanın yaşam öyküsünden, imajinasyon çalışmalarından vb. yararlanılır. Şemaların tespiti için, terapist, danışanın terapi sürecindeki tutumlarını da değerlendirir. Bunun yanında şema ölçeği, aşırı telafi ölçeği, kaçınma ölçeği ve mod ölçekleri kullanılır.
II – Değişim aşaması:
Değişim aşamasında kullanılan stratejiler 4 kategoride ele alınabilir:
- bilişsel stratejiler,
- yaşantısal stratejiler,
- davranışsal stratejiler,
- terapötik ilişki stratejileri.
Bilişsel alanda, danışanın işlevsiz düşüncelerinin değişimi ve işlevsel düşüncelerin geliştirilmesi üzerinde çalışılır.
Yaşantısal alanda, danışanı şemalara karşı desteklemek için, erken dönemde oluşan yaraların acısını ve öfkesini ortaya çıkartacak yaşantısal alıştırmalar yapılır; olumsuz yaşantılar yeniden değerlendirilir. Danışana, sınırlı yeniden ebeveynlik yapabilmek için terapi ilişkisi üzerinde durulur. Bu alanda empatik tutum; anlayışlı, koşulsuz kabul ve içtenlik son derece önemlidir. Bu temel tutumlarla birlikte, uygun yüzleştirmelerde de bulunulur.
Davranış kalıpları alanında, danışanın probleminin sürdürülmesine etki eden davranış kalıpları üzerinde durulur; uygun davranış kalıpları, başa çıkma yöntemleri geliştirmesinde danışana yardımcı olunur. Her alan için, kendine has yöntem ve teknikler kullanılır. Uygulama her alanı ayrı ayrı ele almak yerine, holistik/bütüncül bir anlayışla gerçekleştirilir.