Anksiyete bozuklukları (anxiety disorder), bireyin günlük yaşamını etkileyen, sürekli veya tekrarlayan yoğun kaygı, korku ve endişe hislerini içeren ruhsal bozukluklardır. Anksiyete bozuklukları, çeşitli alt türleri ile farklı şekillerde kendini gösterebilir.
Anksiyete bozukluğu: Korku, endişe veya aşırı kaygı gibi duygusal durumları merkezine alan bir grup bozukluk. Bu kategoriye panik bozukluğu, çeşitli fobiler (ör. özgül fobi, sosyal fobi) ve yaygın anksiyete bozukluğu gibi bozukluklar dahildir.
Anksiyete bozuklukları kronik seyirli olup şiddetinde dalgalanmalar görülebilir ve ABD’de en yaygın ruh sağlığı sorunları arasında yer alır. Ayrıca, endokrin bozukluklar (ör. hipertiroidi), solunum bozuklukları (ör. kronik obstrüktif akciğer hastalığı), kardiyovasküler bozukluklar (ör. aritmi), metabolik bozukluklar (ör. B12 vitamini eksikliği) ve nörolojik bozukluklar (ör. Parkinson hastalığı) gibi tıbbi durumların fizyolojik etkileri sonucu da ortaya çıkabilir.
Obsesif-kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu geleneksel olarak anksiyete bozuklukları arasında kabul edilse de DSM-5 ve DSM-5-TR’de artık ayrı, ancak ilişkili bozukluklar olarak sınıflandırılmaktadır.
APA Dictionary
Aşağıda, bir psikiyatrik tanı kılavuzu olan DSM-5-TR’de yer alan anksiyete bozuklukları listelenmiştir:
Panik bozukluğu
Panik bozukluğu, beklenmedik anlarda ortaya çıkan, yoğun bir korku ve rahatsızlık hissi yaratan panik ataklarla karakterizedir. Panik ataklar sırasında birey, kalp çarpıntısı, terleme, nefes darlığı, baş dönmesi ve ölüm korkusu gibi belirtiler yaşayabilir. Bu ataklar, birdenbire başladıkları gibi birkaç dakika içinde zirveye ulaşır ve genellikle kendiliğinden geçer. Panik bozukluğu olan kişiler, bir sonraki atağın ne zaman geleceğine dair sürekli bir endişe taşır ve bu, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir.
Agorafobi
Agorafobi, kişinin açık alanlardan, kalabalıklardan veya yardıma ulaşmanın zor olabileceği durumlardan kaçınma eğilimi geliştirdiği bir anksiyete bozukluğudur. Bu kişiler, özellikle kalabalık ortamlarda, toplu taşıma araçlarında veya açık alanlarda yalnız olduklarında yoğun bir korku hissederler. Agorafobi genellikle panik bozukluğu ile ilişkilidir; agorafobiye sahip bireyler, panik atak yaşayabilecekleri ortamlardan kaçınmak için sosyal yaşamlarını ve aktivitelerini sınırlayabilirler.
Özgül fobiler
Özgül fobiler, belirli bir nesne veya durumdan kaynaklanan yoğun korku ve kaçınma davranışları ile karakterize edilen anksiyete bozukluklarıdır. Bu fobiler, belirli bir hayvan, yükseklik, uçak, enjeksiyon veya kan gibi spesifik nesnelerle ilgili olabilir. Korku o kadar yoğundur ki, kişi bu nesne veya durumla karşılaşma ihtimalinde bile kaygı ve korku hissedebilir. Özgül fobiler, genellikle çocukluk döneminde başlar ve yetişkinlikte de devam edebilir.
Sosyal anksiyete bozukluğu
Sosyal anksiyete bozukluğu, bireyin sosyal ortamlarda ya da performans gerektiren durumlarda yoğun bir kaygı hissettiği bir bozukluktur. Bu bozukluk, başkaları tarafından değerlendirilme veya yargılanma korkusuyla ilişkilidir. Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişiler, diğerlerinin önünde konuşmaktan, yemek yemekten veya bir etkinlikte bulunmaktan kaçınabilirler. Bu bozukluk, bireyin sosyal ilişkilerini ve iş hayatını olumsuz etkileyebilir, çünkü kişi, utanç verici bir duruma düşmekten kaçınmak için birçok sosyal faaliyetten uzak durur.
Yaygın anksiyete bozukluğu (YAB)
Yaygın anksiyete bozukluğu, bireyin birçok konu hakkında sürekli olarak aşırı endişe duyduğu bir bozukluktur. Bu endişeler, sağlık, iş, para, aile gibi gündelik hayatın her alanını kapsayabilir. YAB, kaygı, sinirlilik, kas gerginliği, uyku sorunları ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtilerle kendini gösterir. YAB, kişinin günlük yaşamını zorlaştırır ve çoğu zaman bireyin bu endişelerini kontrol etmesini zorlaştırır.
Diğer anksiyete bozuklukları
Yukarıdaki türlerin dışında, bazı spesifik ve diğer anksiyete bozuklukları da mevcuttur. Bunlardan bazıları şunlardır:
Başka bir tıbbi duruma bağlı anksiyete bozukluğu
Başka bir tıbbi duruma bağlı anksiyete bozukluğu, doğrudan bir tıbbi durumun (örneğin, kalp hastalığı, hipertiroidi, solunum hastalıkları veya kronik ağrı gibi) yol açtığı anksiyete belirtileriyle kendini gösterir. Bu durumdaki anksiyete, temel sağlık sorunlarının psikolojik bir etkisi olarak görülür. Tanı koyulabilmesi için, anksiyetenin kişinin sağlık durumuyla doğrudan ilişkili olduğu doğrulanmalıdır. Tedavi süreci, hem anksiyete belirtilerini hem de altta yatan fiziksel hastalığı yönetmeyi içerir. Bu durumun teşhis ve tedavisinde, psikoterapi ve tıbbi tedavi birlikte uygulanabilir.
Madde ile ilişkili anksiyete bozukluğu
Madde ile ilişkili anksiyete bozukluğu, çeşitli maddelerin (örneğin alkol, kafein, uyuşturucu veya ilaçlar) kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan anksiyete semptomlarını içerir. Madde kullanımı sırasında, bırakılması sonrasında ya da bırakıldıktan sonra yaşanan anksiyete belirtileri bu bozukluk altında sınıflandırılır. Kişi, madde etkisindeyken veya maddeyi bıraktığında yoğun anksiyete yaşayabilir. Bu durum, bağımlılıkla mücadele eden bireylerde oldukça yaygındır. Tedavi genellikle hem madde bağımlılığı hem de anksiyete bozukluğu tedavilerini içerir ve bireyin sağlıklı bir yaşam sürmesine odaklanır.
Karışık kaygı-depresif bozukluk
Karışık kaygı-depresif bozukluk, hem anksiyete hem de depresif belirtilerin bir arada görüldüğü bir durumdur. Kişi, sürekli bir endişe hali ve düşük ruh hali içinde olur. Kaygı belirtileri (gerginlik, huzursuzluk, çarpıntı gibi) ve depresyon belirtileri (umutsuzluk, keyif almama, enerji düşüklüğü gibi) bir arada görülebilir, ancak bu belirtilerin hiçbiri tek başına bir anksiyete veya depresyon tanısı koyacak kadar belirgin değildir. Karışık kaygı-depresif bozukluk, bireyin yaşam kalitesini düşüren yaygın bir bozukluk olarak kabul edilir. Tedavide bilişsel-davranışçı terapi ve diğer psikoterapi yöntemleri etkili olabilir.
Anksiyete bozuklukları, bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen ciddi ruhsal sağlık sorunlarıdır. Bu bozukluklar, her bireyde farklı şekillerde ve derecelerde ortaya çıkabilir. Tedavi edilmediğinde bireyin yaşamını daha da zorlaştırabilir ve işlevselliğini düşürebilir. Psikoterapi (özellikle bilişsel davranışçı terapi) ve gerektiğinde medikal tedavi, anksiyete bozukluklarının yönetiminde önemli rol oynamaktadır.
Referanslar
American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.). Arlington, VA: American Psychiatric Publishing.
World Health Organization. (1992). The ICD-10 Classification of Mental and Behavioural Disorders: Clinical Descriptions and Diagnostic Guidelines. Geneva: WHO.
Beck, A. T., & Emery, G. (2005). Anxiety Disorders and Phobias: A Cognitive Perspective. Basic Books.
Barlow, D. H. (2002). Anxiety and Its Disorders: The Nature and Treatment of Anxiety and Panic (2nd ed.). Guilford Press.
Craske, M. G., & Stein, M. B. (2005). Anxiety. In B. J. Sadock, V. A. Sadock, & P. Ruiz (Eds.), Kaplan and Sadock’s Comprehensive Textbook of Psychiatry (9th ed., pp. 1913-1925). Lippincott Williams & Wilkins.
Hofmann, S. G., & DiBartolo, P. M. (Eds.). (2010). Social Anxiety: Clinical, Developmental, and Social Perspectives (2nd ed.). Academic Press.
Kessler, R. C., Petukhova, M., Sampson, N. A., Zaslavsky, A. M., & Wittchen, H. U. (2012). Twelve-month and lifetime prevalence and lifetime morbid risk of anxiety and mood disorders in the United States. International Journal of Methods in Psychiatric Research, 21(3), 169–184. https://doi.org/10.1002/mpr.1359
Öst, L. G. (2008). Cognitive behavior therapy for anxiety disorders: 40 years of progress. Nordic Journal of Psychiatry, 62(sup47), 5–10. https://doi.org/10.1080/08039480802315670
Stein, M. B., & Stein, D. J. (2008). Social anxiety disorder. The Lancet, 371(9618), 1115–1125. https://doi.org/10.1016/S0140-6736(08)60488-2
American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.). Arlington, VA: American Psychiatric Publishing.
World Health Organization. (1992). The ICD-10 Classification of Mental and Behavioural Disorders: Clinical Descriptions and Diagnostic Guidelines. Geneva: WHO.
Stein, M. B., & Sareen, J. (2015). Generalized anxiety disorder. In P. H. Blaney & T. Millon (Eds.), Oxford Textbook of Psychopathology (3rd ed., pp. 275-298). Oxford University Press.
Schuckit, M. A. (2006). Comorbidity between substance use disorders and psychiatric conditions. Addiction, 101, 76-88. https://doi.org/10.1111/j.1360-0443.2006.01592.x
Regier, D. A., Kessler, R. C., & Eaton, W. W. (2013). Comorbidity of mental disorders with alcohol and other drug abuse. JAMA Psychiatry, 49(3), 207-213. https://doi.org/10.1001/jamapsychiatry.1990.01810150029003
Judd, L. L., Schettler, P. J., & Akiskal, H. S. (2002). The prevalence, clinical relevance, and public health significance of subthreshold depressions. Psychiatric Clinics of North America, 25(4), 685-698. https://doi.org/10.1016/S0193-953X(02)00008-4
Kessler, R. C., Sampson, N. A., Berglund, P., Gruber, M. J., & Shear, K. (2008). Anxious and non-anxious major depressive disorder in the World Health Organization World Mental Health Surveys. Psychological Medicine, 38(9), 1361–1375. https://doi.org/10.1017/S0033291708003453