panik atagi

Panik Atağı Nedir?

Photo of author

TERAPİEVİ

“Panik atağı”, kısa sürede (dakikalar içinde) zirveye ulaşan yoğun korku veya huzursuzluk dalgasıyla birlikte, çarpıntıdan nefes darlığına, göğüs ağrısından “kontrolünü kaybetme/ölme” korkusuna kadar uzanan bir dizi bedensel ve bilişsel belirtiyle seyreden, klinik açıdan iyi tanımlanmış bir fenomendir.

DSM-5-TR panik atağını belirgin ve kısa sürede pik yapan bir “ani atak” olarak çerçeveler; panik bozukluğu ise bu atakların yineleyici ve beklenmedik oluşu ile buna eşlik eden sürekli kaygı ve kaçınma davranışlarıyla tanımlanır.

ICD-11 de benzer biçimde panik bozukluğunu “belirli bir duruma bağlı olmayan, beklenmedik panik atakları” ve atakların yinelemesi konusunda ısrarlı endişe/kaçınmayla karakterize bir sendrom olarak tarif eder.

Kavramın Evrimi ve Terminoloji

Panik atağı, DSM sisteminde başından beri anksiyete bozuklukları sınıfında çekirdek bir belirti kümesidir. DSM-5-TR ile birlikte “panik atak belirleyicisi (specifier)” farklı bozuklukların seyri içinde de (ör. depresyon, travma ilişkili bozukluklar) kullanılabilen bir kesitsel belirti kümesi olarak korunmuştur. ICD-11 ise “Anksiyete ve korku ile ilişkili bozukluklar” başlığı altında panik bozukluğunu ayrı bir tanı olarak düzenler ve panik atakların sadece belirli durumlarla sınırlı kaldığı örneklerde (ör. yalnızca agorafobik durumlardan kaçınma bağlamında) ayrıca panik bozukluğu tanısı konulmamasını vurgular.

Panik Atağı Nedir?

DSM-5-TR’ye göre panik atağı; dakikalar içinde zirveye ulaşan “ani, yoğun korku/rahatsızlık”tır ve çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı/boğulma hissi, göğüs ağrısı, baş dönmesi, ürperme/sıcak basması, paresteziler (uyuşma/karıncalanma), derealizasyon/depersonalizasyon, “kontrolü kaybetme/delirme/ölme” korkusu gibi belirtilerden en az dördünün eşlik etmesiyle tanınır.

APA Sözlüğü, panik atağını “gerçek bir tehlike yokken” aniden gelişen yoğun korku olarak tarif eder. Bu tanım “ani başlangıç, hızlı yükseliş, kısa süre ve yoğunluk” vurgusunu içerir.

Panik Atağı mı, Panik Bozukluğu mu?

Tekrarlayan ve beklenmedik atakların yanı sıra atakların yeniden olacağına ilişkin ısrarlı kaygı (anticipatory anxiety) ve atakları tetikleyebilecek yer/durum/bedensel duyumlardan kaçınma davranışları tabloya eklenirse “panik bozukluğu” düşünülür.

ICD-11, panik atakların yalnızca belirli durumlarla sınırlı kalması halinde (ör. sadece fobik durumlarda) “yakınma ile ilişkili panik ataklar”ın not edilmesini ama panik bozukluğu tanısının konmamasını önerir.

Yaygınlık (Epidemiyoloji)

ABD Ulusal Komorbidite Çalışması – Tekrar (NCS-R) verileri, panik bozukluğu için yaşam boyu yaygınlığı %4,7; 12 aylık yaygınlığı ise %2,7 düzeyinde göstermiştir. Kadınlarda oranlar belirgin olarak daha yüksektir. Bu veriler, klinik pratikte gördüğümüz cinsiyet farkını ve hastalığın işlevsellik üzerindeki ciddi yükünü doğrular.

Etiyoloji: Biyopsikososyal Bir Model

Nörobiyoloji ve “sahte boğulma alarmı”

Panik bozukluğunda CO₂ duyarlılığının artmış olması uzun süredir gösterilmiştir: CO₂ solutma çalışmaları, panik hastalarının kontrol gruplarına göre daha güçlü fizyolojik/öznel yanıtlar verdiğini bulmuştur. Klein’in “sahte boğulma alarmı” kuramı; beyin sapındaki kemoreseptif ağların yanlış alarm vererek panik atağı tetikleyebildiğini öne sürer.

Bilişsel süreçler

Clark’ın bilişsel modeli, bedensel duyumlardaki (örn. taşikardi) benign değişimleri “felaketleştirme” (örn. kalp krizi geçiriyorum) eğiliminin panik döngüsünü tetiklediğini söyler. Kaygı duyarlılığı (anxiety sensitivity) —anksiyete duyumlarının tehlikeli olduğuna inanma— panik için özgül bir yatkınlık faktörü olarak geniş kanıt desteğine sahiptir ve ASI-3 ile ölçülür.

Öğrenme, koşullanma ve güvenlik davranışları

Klasik ve edimsel koşullanma süreçleri, atakla eşleşen durum/yer/bedensel duyumların korku işaretine dönüşmesini açıklar. Güvenlik davranışları (örn. su/ilaç taşıma, kaçış planı kurma) kısa vadede rahatlatıcı olsa da uzun vadede felaket inançlarını söndürmeyi engeller; bu mekanizmalar modern BDT’de hedeflenir. (Bkz. BDT bölümündeki kanıtlar.)

Psikodinamik formülasyon

PDM-2 perspektifi, panik fenomenini yalnızca belirtiler değil, altta yatan nesne ilişkileri, kendilik düzenleme ve ayrılma/kayıp temaları zemininde ele alır. Birçok vakada panik, ayrılık-yalnızlık korkularını tetikleyen içsel çatışmaların, yoğun duygulanımı düzenleyememe ve bastırılmış öfke/kayıp temalarının ani taşmasıyla ilişkilendirilir; bu, özellikle bağlanma örüntüleri ve savunmalar (inkâr, bedenselleştirme vb.) üzerinden anlaşılır. (Birincil kaynak: PDM-2; ayrıca PFPP araştırmaları aşağıda.)

Yaşam tarzı/kültürel etkenler

Sigara kullanımı panik atak riskini artırır; kafein de duyarlı bireylerde anksiyeteyi yükseltebilir ve panik benzeri fizyolojiyi provoke edebilir. Bu bulgular değerlendirme ve psiko-eğitimde önem taşır.

Klinik Sunum: Belirtiler ve Seyir

Panik atağı, genellikle birkaç dakika içinde pik yapan ve 10–30 dakika sürebilen yoğun bir dalgadır; bazı olgularda art arda “dalga dalga” gelebilir.

En sık bildirilen semptomlar çarpıntı, nefes darlığı/boğulma hissi, göğüs ağrısı, baş dönmesi, üşüme/sıcak basması, paresteziler ve “ölüm/çıldırma” korkusudur.

Ataklar yineleyip beklenmedik hale geldikçe “beklenti anksiyetesi” ve kaçınma davranışları gelişir; bu da agorafobik kaçınmayı ve işlev kaybını besler. (DSM-5-TR/APA sözlük çerçevesi.)

Ayırıcı Tanı

Panik belirtileri kardiyak (akut koroner sendrom, aritmiler), endokrin (hipertiroidi), pulmoner (astım, PE), vestibüler (BPPV), ilaç/madde etkileri (kafein, uyarıcılar) ve diğer psikiyatrik durumlarla (travma ilişkili bozukluklar, sosyal fobi, OKB) karışabilir.

İlk değerlendirmede tıbbi dışlama ve risk belirleme önemlidir; eşlik eden depresyon, madde kullanım bozukluğu ve diğer anksiyete bozuklukları sık görülür. (Yüksek prevalans ve komorbidite verileri için NCS-R ve özet kaynaklar.)

Değerlendirme ve Ölçekler

Kapsamlı bir klinik görüşme; atak fenomenolojisi, tetikleyiciler, kaçınma ve işlev kaybını kapsar. Sıklıkla kullanılan geçerli ve güvenilir ölçekler:

  • Panic Disorder Severity Scale (PDSS) – klinisyen puanlı, şiddeti ve tedaviye yanıtı izlemeye elverişlidir.
  • Panic and Agoraphobia Scale (PAS) – panik ataklar, anticipatory anksiyete, kaçınma, işlev kaybı ve sağlık kaygısını kapsar.
  • Anxiety Sensitivity Index-3 (ASI-3) – anksiyete duyarlılığını üç alanda (bedensel, bilişsel, sosyal) değerlendirir.

Tedavi: Kanıta Dayalı Yaklaşımlar

Psikoeğitim ve Klinik Çerçeve

İlk basamakta panik döngüsü, beden-duygu-düşünce etkileşimi ve kaçınmanın rolü açıklanır; kafein/nikotin azaltımı, düzenli uyku, solunum ve gevşeme alıştırmaları gibi yaşam tarzı düzenlemeleri yapılandırılır. (Risk etkenleri ve fizyoloji bölümüne bakınız.)

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)

BDT, panik bozukluğunda birinci basamak psikolojik tedavidir. Çekirdek bileşenler; bilişsel yeniden yapılandırma, interoseptif maruziyet (bedensel duyumlara kontrollü maruziyet), durumsal/kaçınmalı maruziyet, güvenlik davranışlarının terk edilmesi ve davranışsal deneylerdir. Ağ bileşen meta-analizleri, interoseptif maruziyet ve bilişsel tekniklerin eklenmesinin sonuçları iyileştirdiğini; gevşeme/solunuma aşırı odaklı protokollerin tek başına daha zayıf kaldığını göstermektedir.

Panik Odaklı Psikodinamik Psikoterapi (POPP)

POPP, panik fenomenini ayrılık/kayıp temaları, öfke ve bağımlılık çatışmaları, savunmalar ve kişilerarası örüntüler ekseninde formüle eder; bedensel duyumların anlamını ilişki bağlamında işler. 12–24 seanslık protokollerle yürütülür.

Randomize kontrollü çalışmalar POPP’nin kısa vadede etkili olabildiğini ve bir kısmında BDT’ye karşı non-inferior olduğunu öne sürmüştür; metodolojik farklılıklar nedeniyle bulguların heterojen olduğu görülür.

EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme)

EMDR, panik bozukluğunda özellikle “ilk atağa” veya panik döngüsünü koşullayan travmatik anılara yönelik uygulandığında yararlı olabilir; RCT’ler ve sistematik derlemeler umut verici fakat sınırlı ve heterojen sonuçlar bildirmektedir. Klinik seçimde travmatik öğrenme öyküsü, kaçınma şiddeti ve eşlik eden TSSB belirtileri dikkate alınır.

Şema Terapi ve İmgeleme Yeniden Yazımı

Şema terapi panik bozukluğu için özgül geniş ölçekli RCT’lerle henüz güçlü biçimde doğrulanmış değildir; ancak dayanıksızlık/tehdit (vulnerabilite) şemaları, iç içe geçmiş bağımlılık-özerklik çatışmaları ve cezalandırıcılık gibi alanlar panik döngüsünde klinik olarak sık görülür. İmgeleme yeniden yazımı (imagery rescripting) özellikle “ilk panik” anısına yönelik kullanıldığında belirtileri azaltmaya yönelik ön bulgular üretmiştir.

Farmakoterapi (İlaç Tedavisi)

İlk seçenekler SSRI/SNRI’lardır (örn. sertralin, essitalopram, venlafaksin). Başlangıçta anksiyete artışı olabileceği için düşük dozla başla-yavaş artır ilkesi önemlidir. Benzodiazepinler, bağımlılık ve nüks riskleri nedeniyle kılavuzlarda rutin önerilmez; ancak kısa süreli kriz yönetiminde dikkatle, sınırlı süre ve net planla düşünülebilir.

NICE, panik bozukluğu yönetiminde psikolojik tedavilerin önceliğini vurgular ve benzodiazepinlerin rutin kullanımına karşı açık bir tavsiye sunar. Kombinasyon (BDT + antidepresan) bazı çalışmalarda kısa vadede hızlı düzelme sağlasa da, uzun vadede tek başına BDT relapsı önleme açısından avantajlı olabilir.

Tedavi Kararını Bireyselleştirmek

  • Hedef belirtiler: Beklenmedik atakların sıklığı/şiddeti, anticipatory anksiyete, kaçınma/işlev kaybı.
  • Eş tanılar: Depresyon, yaygın anksiyete, madde kullanımı, sağlık kaygısı.
  • Hastanın tercihleri ve önceki denemeleri: BDT öncelikli; ilaç tedavisi isteksizliği/yan etki hikâyesi varsa psikoterapi yoğunluğu artırılır.
  • Biyolojik duyarlılık: Düşük end-tidal CO₂ ve yüksek anksiyete duyarlılığı gibi belirteçler BDT seyrini etkileyebilir; psiko-eğitim ve interoseptif maruziyet planı buna göre ayarlanır.

Tedavide Özel Teknikler ve Örnek Müdahaleler

Interoseptif Maruziyet (IM)

Amaç: “Duyuma yönelik felaket inançları”nı söndürmek.Uygulama: Seans içinde güvenli koşullarda, kontrollü hiperventilasyon, baş döndürme (spinning), straw ile nefes gibi alıştırmalarla çarpıntı/baş dönmesi/nefes darlığına kasıtlı maruziyet; ardından bilişsel yeniden yapılandırma ve davranışsal deneylerle “dayanabildim ve bir şey olmadı” öğrenmesini pekiştirme.

Bileşen meta-analizleri IM’nin eklenmesinin sonuçları iyileştirdiğini göstermiştir.

Davranışsal Deneyler

Amaç: “Eğer… olursa felaket olur” inançlarını test etmek.

Örnek: Merdiven çıkınca kalp hızlandığında bunun kalp krizi olduğu inancı, gözlem/kayıt ve kalp-nabız izlemiyle test edilir; “bedensel uyarılma = tehlike” eşlemesi zayıflatılır. (BDT kanıt gövdesi.)

POPP’de Odak Çalışması

Temalar: Ayrılık-kayıp-öfke çatışmaları; bağımlılık-özerklik gerilimi; bedensel duyumların ilişki temalarıyla bağlanması

Teknik: Bağlamsallaştırma, aktarım/karşıaktarımın kullanımı, savunmaların çalışılması ve tetikleyici anların duygulanım düzenleme penceresinde ele alınması. RCT verileri kısa-orta vadede klinik olarak anlamlı iyileşme bildirmiştir.

EMDR/İmgeleme Teknikleri

Kullanım: İlk panik atağın “korku-damgalı” anısına ve atağı nüksettiren sahnelere yönelik protokoller; kaçınma ve bedensel duyum korkusu azaldıkça maruziyet çalışmaları kolaylaşır. Kanıt henüz BDT kadar güçlü değildir; ölçülü bir beklenti yönetimi gerekir.

Prognoz ve Gidiş

Uygun tedaviyle 8–16 seanslık yapılandırılmış BDT veya karşılaştırılabilir yoğunlukta bir psikodinamik protokolle klinik düzelme oranları yüksektir.

Uzun dönem sürdürüm için güvenlik davranışlarının bırakılması, tetikleyici bedensel duyumlarla barışık kalabilme ve kaçınma hiyerarşilerinin tamamlanması kritik belirleyicilerdir.

Yaşam boyu yatkınlık sürdüğü için nüks dönemlerinde erken başvuru ve kısa “booster” seanslar önerilir. (NICE’in “stepped care” yaklaşımı/izlem önerileri.)

Ne Zaman Yardım Almalı?

  • Ataklar beklenmedik ve yineleyici hale geldiyse,
  • Kaçınma günlük yaşamı kısıtlıyorsa (yolculuk, alışveriş, kalabalık, kapalı alanlar),
  • “Kalp krizi geçiriyorum/öleceğim” düşüncesi eşlik ediyor ve sık acil başvuruları varsa,
  • Eşlik eden depresyon/intihar düşünceleri, madde kullanımı veya tıbbi risk şüphesi varsa,
    profesyonel değerlendirme gerekir. İlk atak benzeri tablo tıbbi acil durumları taklit edebileceğinden, ilk kez yaşanıyorsa öncelik tıbbi dışlamadır. (Epidemiyoloji ve ayırıcı tanı bölümleri.)

Sonuç

Panik atağı, biyolojik duyarlılıklar (CO₂/solunumsal sistemin aşırı devreye girişi), bilişsel felaketleştirme ve öğrenme süreçleri ile (psikodinamik düzeyde) ayrılık ve kendilik düzenleme temalarının kesişiminde ortaya çıkan çok etmenli bir fenomendir.

Klinik pratikte en güçlü kanıt gövdesi BDT’dedir; PFPP için artan fakat heterojen RCT kanıtları mevcuttur; EMDR/şema temelli müdahaleler ise seçilmiş örüntülerde tamamlayıcı değer sunabilir.

Farmakoterapi çoğu zaman yararlıdır fakat benzodiazepinlerin rutin kullanımı önerilmez; hasta tercihleri ve risk/yarar dengesi gözetilmelidir.

Tedavi, bedensel duyum korkusuyla barışma, kaçınmayı söndürme ve anlamlandırma hedefleri etrafında bireyselleştirildiğinde, işlevsellikte kalıcı kazanımlar sağlanır.

Referanslar

American Psychiatric Association. (2022). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed., text rev.; DSM-5-TR). Washington, DC: APA Publishing.

World Health Organization. (2023). ICD-11: Clinical descriptions and diagnostic requirements for mental, behavioural and neurodevelopmental disorders. Geneva: WHO. (Panik bozukluğu ve ilgili bölümler).

APA Dictionary of Psychology. (2018–2023). Entries: Panic attack; Panic disorder; Cued panic attack; Uncued panic attack. American Psychological Association.

Kessler, R. C., et al. (2006). The epidemiology of panic attacks, panic disorder, and agoraphobia in the National Comorbidity Survey Replication. Archives of General Psychiatry, 63(4), 415–424.

National Institute of Mental Health. (n.d.). Panic Disorder. Retrieved 2025.

Papp, L. A., Klein, D. F., & Gorman, J. M. (1993). Carbon dioxide hypersensitivity and hyperventilation in panic disorder. American Journal of Psychiatry, 150, 1149–1157.

Yorum yapın

Anasayfa » Genel » Panik Atağı Nedir?