emdr terapisi

EMDR terapisi nedir?

Photo of author

TERAPİEVİ

EMDR, İngilizce “Eye Movement Desensitization and Reprocessing”in kısaltmasıdır. İfadenin Türkçesi “Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme” demektir. Dolayısıyla, EMDR Terapisi de Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisi demek oluyor.

EMDR terapisinin özellikle travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve diğer travmatik yaşantıların tedavisinde etkili olduğu bilimsel çalışmalar tarafından desteklenmektedir.

EMDR terapisi, geleneksel terapi yöntemlerinden farklı olarak kişinin travmatik anılarına duyarsızlaşmasını sağlamak için göz hareketleri veya çift taraflı uyaranlar kullanır. Travmatik anılara doğrudan müdahale eder ve beynin doğal iyileşme mekanizmalarını aktive eder.

EMDR, bireyin travmatik anılarını yeniden işlemesine ve bu anılara bağlı rahatsız edici duyguların hafifletilmesine yardımcı olur. EMDR terapisi, klasik “konuşma terapilerinden” farklı olarak bireyin travmatik veya rahatsız edici anılarla ilişkili olumsuz duygu, düşünce ve bedensel hislerinin yeniden işlenmesini sağlar.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Psikoloji Derneği (APA), EMDR terapisini travma tedavisi için önerilen bir yöntem olarak kabul etmektedir.

EMDR terapisi, 1987 yılında Amerikalı psikolog Dr. Francine Shapiro tarafından geliştirilmiştir.

EMDR’nin teorik temelleri nelerdir?

EMDR, adaptif bilgi işleme teorisi, nörobiyoloji ve travma psikolojisi gibi farklı teorik yaklaşımları bir araya getirir. Bu multidisipliner yapısı sayesinde, özellikle TSSB, anksiyete, depresyon ve fobi gibi çeşitli psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde etkili olduğu kanıtlanmıştır. EMDR, sadece semptomların azaltılması değil, aynı zamanda bireyin duygusal ve bilişsel olarak güçlenmesini amaçlar. Dolayısıyla, psikoterapide hem teorik hem de pratik bir zemin sunarak önemli bir yer edinmiştir.

Bu bölümde, EMDR’nin teorik temelleri ve onu diğer psikoterapi yaklaşımlarından ayıran özellikler ele alınmaktadır.

Bilgi işleme teorisi

EMDR’nin teorik çerçevesi Adaptif Bilgi İşleme Teorisi (Adaptive Information Processing) üzerine kuruludur. Bu teori, travmatik olayların işlenmesinde beyin ve zihnin bir adaptasyon süreci izlediğini öne sürer. Normal koşullarda, bireyler yaşadıkları deneyimleri doğal yollarla işleyebilir ve bu deneyimler zamanla entegre bir bilgi ağına dönüşür. Ancak travmatik olaylarda, anıların işlenmesi engellenebilir ve bu anılar beynin daha ham, duyusal ve duygusal biçimde depolandığı nöral ağlarda “donmuş” halde kalır. Bu durum, bireyin belirli tetikleyicilerle karşılaştığında yoğun duygusal tepkiler vermesine yol açar. EMDR, adaptif bilgi işleme sistemini yeniden aktive etmeyi ve bireyin travmatik deneyimleri sağlıklı bir şekilde entegre etmesini hedefler.

Bilateral uyarım

EMDR’nin özgün yanı, terapi sırasında bilateral uyarım (iki yönlü uyarım) kullanılmasıdır. Göz hareketleri en yaygın kullanılan yöntemdir, ancak alternatif olarak dokunsal veya işitsel uyarımlar da tercih edilebilir.

Bilateral uyarım, travmatik anıya odaklanma sırasında beynin iki yarıküresi arasında bağlantı kurulmasını sağlar. Bunun, bireyin hem otonom sinir sistemini düzenleyerek hem de dikkatini dağıtarak rahatsız edici duygusal tepkileri yatıştırdığı düşünülmektedir. Nörobilim araştırmaları, bu sürecin anıların yeniden işlenmesinde etkili olabileceğini göstermektedir.

Beyin plastisitesi

EMDR, beynin değişebilir ve öğrenebilir olduğu fikrinden, yani beyin plastisitesi kavramından da yararlanır. Travmatik deneyimler sonucu beynin nöral yapılarında bazı değişiklikler meydana gelir; bu, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi psikolojik rahatsızlıkların temelini oluşturur. EMDR, bireyin bu deneyimleri yeni bir perspektiften görmesine olanak tanıyarak, beynin daha adaptif yollar geliştirmesine zemin hazırlar. Nöral plastisite ile birlikte, travmatik anılar, yeniden işlenerek bireyin normal duygusal işleyişine entegre edilir.

Bağlamsal ve bilişsel yeniden çerçeveleme

EMDR sırasında danışanlar, travmatik anıya odaklanırken duygu ve düşüncelerini yeniden yapılandırma fırsatı bulurlar. Terapist, süreci belirli protokollerle yönlendirir ve danışanın olumsuz inançlarının (örneğin “Ben güçsüzüm”) daha olumlu inançlarla (“Elimden gelenin en iyisini yaptım”) değişmesine destek olur. Bu süreç, bilişsel yeniden çerçeveleme ile benzerlik gösterir ve bilişsel-davranışçı terapi (BDT) teknikleriyle uyum içindedir. Ancak EMDR’nin farkı, bu değişimi doğrudan travmatik anıya odaklanarak ve duygusal-otoriter bir biçimde sağlamasıdır.

Nörobiyolojik temeller

EMDR’nin etkisini açıklamaya çalışan birçok nörobiyolojik teori mevcuttur. Özellikle REM uykusu sırasında göz hareketlerinin, gün içindeki deneyimlerin işlenmesine yardımcı olduğu bilinmektedir. EMDR’de kullanılan göz hareketlerinin REM uykusundaki mekanizmaya benzer şekilde çalışabileceği öne sürülmektedir. Ayrıca EMDR’nin amigdala gibi duygusal işlem merkezlerini regüle ettiği ve prefrontal korteksin daha aktif çalışmasına olanak tanıdığı düşünülmektedir. Bu, travmatik anıya dair yoğun duygusal yükün azalmasına katkı sağlar.

Travma teorisi ve bağlanma yaklaşımları

EMDR, travmanın birey üzerindeki derin etkilerini tanımlayan travma teorileri ile de uyumludur. Travmanın sadece bireyin bilinçli farkındalığında değil, bedeninde ve duyusal belleğinde de iz bıraktığı kabul edilir. Aynı zamanda, bağlanma teorisi bağlamında, erken dönem travmaların bireyin kendilik algısı ve kişilerarası ilişkileri üzerindeki etkileri de dikkate alınır. EMDR, bireyin travmatik deneyimlere dair algısını değiştirerek ve travmanın etkilerini azaltarak sağlıklı bir bağlanma ve benlik algısının gelişmesine destek verir.

EMDR terapisinin aşamaları nelerdir?

EMDR terapisi sekiz ana aşamadan oluşur:

  1. Öykü alma ve terapi planlaması:vDanışanın yaşadığı olaylar, mevcut problemleri ve hedefleri değerlendirilir. Terapist, hangi anılara odaklanılacağını belirler.
  2. Hazırlık aşaması: Terapist, danışana EMDR sürecini anlatır ve ona çift yönlü uyarım tekniklerini tanıtır. Danışanın güvende hissetmesi için ona gevşeme tekniklerini öğretir.
  3. Değerlendirme: Danışandan, hedef travmatik anıyı düşünmesi ve bu anıya bağlı olumsuz inançları belirtmesi istenir. Aynı zamanda pozitif bir inanç da geliştirilir.
  4. Duyarsızlaştırma: Terapist, danışanın travmatik anıya odaklanmasını isterken çift yönlü uyarım yapar. Bu sırada kişi, anıya bağlı rahatsız edici duyguları yeniden deneyimler ancak zamanla bu duyguların etkisi azalır.
  5. Yerleştirme (pozitif inançların güçlendirilmesi): Travmatik anıya bağlı olarak geliştirilen olumlu inanç, çift yönlü uyarım ile pekiştirilir.
  6. Beden taraması: Danışan, travmatik anıyı düşündüğünde vücudunda hâlâ rahatsız edici bir his olup olmadığını kontrol eder.
  7. Kapanış: Her oturum sonunda danışan rahatlatılır ve gerekirse gevşeme teknikleri uygulanır.
  8. Yeniden değerlendirme: Sonraki seanslarda önceki çalışmaların etkisi gözden geçirilir ve gerekirse ek çalışmalar yapılır.

EMDR Terapisinin Etkililiği

Çeşitli bilimsel araştırmalar, EMDR’nin travma tedavisinde etkili olduğunu göstermektedir. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi saygın kuruluşlar, EMDR’yi travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde önerilen bir terapi yöntemi olarak kabul etmiştir.

EMDR, klasik terapi yöntemlerine kıyasla daha kısa sürede sonuç verebilmesiyle dikkat çeker. Bazı araştırmalar, birkaç seanslık EMDR tedavisinin, yıllarca süren konuşma terapilerine eşdeğer fayda sağladığını ortaya koymuştur.

Sık sorulan sorular

Bu bölümde, EMDR terapisi hakkında sıkça sorulan sorulara ve bu sorulara verilen yanıtlara yer veriyoruz.

EMDR terapisi herkese uygulanabilir mi?

EMDR terapisi kişinin olumsuz anılarını yeniden işleyerek, duygu yükünü hafifletmeyi amaçlar. Ancak EMDR, her birey için uygun mudur? Bu bölümde, terapinin hangi durumlarda uygulanıp hangi durumlarda uygulanamayacağına bakacağız.

EMDR terapisinin bazı uygulama alanları

EMDR terapisi, özellikle travma odaklı durumlar için geliştirilmiştir. Başlıca kullanım alanları şunlardır:

  • Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB): Savaş, doğal afetler, cinsel saldırı gibi travmatik olaylar sonrasında etkili bir tedavi seçeneği sunar.
  • Anksiyete bozuklukları: Sosyal fobi, panik atak ve yaygın anksiyete bozukluklarının tedavisinde olumlu sonuçlar vermektedir.
  • Depresyon: Kişinin geçmişteki olumsuz deneyimlerinden kaynaklanan duygusal yükü hafifletebilir.
  • Bağımlılıklar: Madde bağımlılığı ve yeme bozuklukları gibi durumlarda travma bağlantılı tetikleyicilerin çözülmesine yardımcı olabilir.

EMDR terapisinin uygulanamayabileceği bazı durumlar

Her ne kadar EMDR birçok birey için faydalı olsa da, bazı durumlarda terapi sürecinin dikkatle planlanması veya alternatif yöntemlere başvurulması gerekebilir:

  • Akut psikoz ve şizofreni: Gerçeklik algısının bozulduğu durumlarda EMDR riskli olabilir. Bu vakalarda kişinin mevcut ruhsal durumunu stabilize etmek için öncelikle farklı yaklaşımlar tercih edilmelidir.
  • Bipolar bozukluk: EMDR, manik atak sırasında uygulanmamalıdır. Ancak depresif dönemlerde, uygun bir planlama ile yararlı olabilir.
  • Yoğun duygusal krizler: Birey, terapi sırasında duygusal olarak çok zorlanıyorsa, süreç kontrollü şekilde ilerletilmelidir.

Özetle, EMDR terapisi, travma ve stresle ilişkili birçok ruhsal bozuklukta etkili bir yöntemdir. Ancak her birey için uygun bir yöntem olmayabilir. Psikiyatrik rahatsızlıkların niteliği, kişinin mevcut ruhsal durumu ve terapiye olan yatkınlığı, EMDR’nin başarı şansını belirleyen kritik faktörlerdir. Dolayısıyla, EMDR terapisi uygulanmadan önce bir EMDR terapistinin değerlendirmesi gerekir.

EMDR terapisi ne kadar sürer?

EMDR terapi süresi, kişinin ihtiyaçlarına, travmanın karmaşıklığına ve terapiye nasıl yanıt verdiğine göre değişir. Ancak genel olarak süreci aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

Seans sayısı

  • Kısa süreli terapiler: Basit travmalarda (örneğin tek bir olaydan kaynaklanan travmalar) 3-5 seans yeterli olabilir.
  • Karmaşık travmalar: Çocukluk travmaları veya uzun süreli travmatik deneyimlerin işlendiği durumlarda terapi süresi 12-20 seansa kadar uzayabilir.
  • Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi daha yoğun durumlarda seans sayısı daha fazla olabilir ve aylar sürebilir.

Bir seansın süresi

  • 45-90 dakika arasıdır. Standart seanslar genelde 50 dakika sürse de, EMDR terapisi sırasında yoğun duygular yaşandığı için bazı seanslar 90 dakikaya kadar uzayabilir.

Seans sıklığı

  • Seanslar genellikle haftada bir veya iki kez yapılır. Ancak bazı vakalarda, özellikle yoğun terapi süreçlerinde, seanslar daha sık olabilir.

Genel terapi süresi

  • Kısa süreli terapi birkaç hafta içinde tamamlanabilirken, karmaşık travmalar için terapi birkaç ay veya daha uzun sürebilir. Her birey için terapi süresi farklıdır; bu nedenle süreç terapistin değerlendirmesine ve danışanın ilerlemesine göre esnek tutulur.

EMDR, her birey için farklı şekilde yapılandırılır, bu nedenle bir EMDR terapisti ile görüşerek daha net bir plan çıkarmak faydalı olacaktır.

EMDR terapisi güvenli midir?

EMDR terapisi, özellikle travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tedavisinde etkili bir yöntem olarak kabul edilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Psikiyatri Birliği gibi kuruluşlar, bu yöntemi travma sonrası stres bozukluğu için önerilen tedaviler listesine almıştır. Ancak, güvenlik açısından dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar vardır.

EMDR terapisinin güvenliği ve yan etkileri

Genel olarak EMDR terapisi, doğru eğitim almış bir terapist tarafından uygulandığında güvenlidir. Bununla birlikte, seanslar sırasında ya da sonrasında bazı kişilerde geçici rahatsızlıklar yaşanabilir. Yaygın yan etkiler arasında artan duygusal dalgalanmalar, baş ağrısı, yorgunluk ve canlı rüyalar yer alır. Ayrıca, bastırılmış anıların yeniden su yüzüne çıkması ya da işlenmemiş travmaların tekrar yaşanması gibi durumlar da oluşabilir.

Bazı eleştiriler, terapinin sürecinde güçlü duygusal tepkilere neden olabileceğine dikkat çeker. Bu durum, özellikle travma sonrası yoğun stres yaşayan bireylerde dikkatli olunmasını gerektirir. Terapist, bireyin güvenliğini sağlamak amacıyla süreci kontrollü bir şekilde yürütmelidir. Terapist ile danışan arasında güçlü bir güven ilişkisi ve duygusal denge önemlidir, bu da kişinin sürece hazır olup olmadığını değerlendirmeyi içerir.

Başarı ve verimlilik

EMDR, bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve maruz bırakma terapisi gibi diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında benzer veya daha üstün sonuçlar verebilir. Araştırmalar, bazı durumlarda EMDR’nin daha hızlı sonuç verdiğini göstermektedir ancak bu terapi herkes için uygun olmayabilir. Özellikle doğru uygulanmadığında ya da terapistin yetersiz eğitimi söz konusu olduğunda, süreç travma hatırlatıcıları nedeniyle zorlayıcı olabilir.

EMDR terapisi, güvenli ve etkili bir tedavi seçeneği olarak görülse de her terapi gibi kişiye özel değerlendirme gerektirir. Terapi sürecine başlamadan önce, terapistin EMDR eğitimi almış ve deneyimli olması önemlidir. Ayrıca, danışanın süreç boyunca kendini rahat hissetmesi, seans öncesinde ve sonrasında duygusal destek alması tedavi başarısını artırır.

EMDR terapisi için hazırlık yapmak gerekli midir?

Danışanların terapi öncesinde özel bir hazırlık yapması gerekmez, ancak terapist seans öncesinde danışandan belirli anılara veya duygulara odaklanmasını isteyebilir. Seans sırasında açık fikirli ve rahat olmak, terapinin etkisini artırabilir.

EMDR terapisi için terapistin hazırlık yapması, danışanı hazırlaması bazı durumlarda kritik önem taşır. Hazırlık süreci, hem terapist hem de danışan için terapinin etkili ve güvenli şekilde ilerlemesini sağlar. Hazırlık aşamaları şunları içerebilir:

Danışanın durum değerlendirmesi

Terapist, danışanın geçmişini ve travmatik deneyimlerini ayrıntılı bir şekilde değerlendirmelidir. Böylece travmatik anıların yoğunluğunu belirleyebilir ve danışanın terapiye hazır olup olmadığını değerlendirebilir.

Psikoeğitim

Danışana EMDR terapisinin ne olduğu, nasıl işlediği ve hangi sonuçların beklendiği konusunda bilgi verilmelidir. Terapinin mekanizmalarını ve potansiyel etkilerini bilmek, danışanın tedavi sürecine aktif katılımını sağlar.

Duygusal stabilizasyon teknikleri

Bazı danışanlar, terapi sırasında güçlü duygusal tepkiler gösterebilirler. Bu nedenle, EMDR’ye başlamadan önce danışana nefes alma, gevşeme ve duygusal regülasyon teknikleri öğretilir. Bu yöntemler, seans sırasında yaşanabilecek yoğun duygularla başa çıkmayı kolaylaştırır.

Güvenli alan oluşturma

EMDR terapisi sırasında, danışanın travmatik anılarla yüzleşmesi gerekebilir. Güvenli alan egzersizleri, danışanın kendini daha güvende hissetmesini sağlar. Terapist, danışana zihninde güvenli bir alan yaratmasını öğreterek terapi sırasında veya sonrasında rahatsız hissettiğinde bu alana geri dönmesini teşvik eder.

EMDR terapisi ile hızlı sonuç almak mümkün müdür?

EMDR, psikolojik problemlerle hızlı sonuç almayı hedeflediği için kısa süreli terapiler arasında yer alır.

EMDR, özellikle travma tedavisinde hızlı sonuç verebilir. Ancak her bireyin travma geçmişi ve ruhsal yapısı farklı olduğu için sonuçlar kişiden kişiye değişir. Basit travmalar kısa sürede çözülebilirken, karmaşık vakalarda daha uzun bir terapi süreci gerekebilir.

Kişinin yaşadığı travmanın büyüklüğüne ve psikolojik dayanıklılığına bağlı olarak tedavi süreci değişebilir. Ancak genellikle 1-3 seans arasında etkili sonuçlar alınabilmektedir. Özellikle akut travmalar söz konusu olduğunda, diğer terapilere göre daha hızlı ilerleme sağlandığı gözlemlenmiştir.

Terapinin başarısında, danışanın seansa hazır olması ve terapistin uygulama yetkinliği kritik önem taşır. Her ne kadar hızlı bir iyileşme sağlasa da EMDR, bazı vakalarda travma yoğunluğuna bağlı olarak daha uzun seanslar gerektirebilir. Aynı zamanda, terapi yalnızca geçmişle çalışmakla kalmaz; danışanın gelecekteki olası stresli durumlarla da başa çıkabilmesine yönelik çalışmalara da yer verir.

EMDR terapisi ile ilaç tedavisi birlikte kullanılabilir mi?

Her iki yöntemin de farklı işleyiş mekanizmaları ve güçlü yanları bulunmaktadır. EMDR, özellikle travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve anksiyete gibi durumların tedavisinde etkiliyken, ilaç tedavisi beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzenleyerek semptomları hafifletir. EMDR terapisi ile ilaç tedavisinin birlikte kullanımının avantajları ve sınırlılıklarına bakalım.

  • EMDR terapisinin işleyiş mekanizması

EMDR terapisi, travmatik anıların beyinde sağlıklı bir şekilde yeniden işlenmesini sağlayan bir terapi yöntemidir. Bu süreçte, danışandan geçmişte yaşadığı travmatik anıları düşünmesi istenirken, terapist belirli göz hareketleri veya dokunsal uyaranlarla bireyin dikkatini yönlendirir. Araştırmalar, EMDR’nin özellikle travma sonrası stres bozukluğu, fobiler ve anksiyete bozuklukları gibi rahatsızlıkların tedavisinde etkili olduğunu göstermektedir.

  • İlaç tedavisinin işleyiş mekanizması

İlaç tedavisi, beynin nörokimyasal süreçlerini düzenleyerek psikolojik rahatsızlıkların semptomlarını hafifletir. Antidepresanlar, anksiyolitikler ve antipsikotik ilaçlar gibi farklı gruplarda yer alan ilaçlar, beyindeki serotonin, dopamin ve noradrenalin gibi nörotransmitterlerin dengesini düzenlemeye yardımcı olur. İlaç tedavisi genellikle depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni ve yaygın anksiyete bozukluğu gibi rahatsızlıklarda kullanılır.

  • EMDR ve ilaç tedavisinin birlikte kullanılması

EMDR terapisi ve ilaç tedavisi, bazı durumlarda birlikte kullanılabilir ve bu yaklaşım bazı avantajlar sunar. Örneğin, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya yaygın anksiyete bozukluğu olan bireylerde, ilaçlar semptomların yoğunluğunu azaltırken EMDR terapi sürecinin daha verimli ilerlemesine olanak tanıyabilir. İlaçların sağladığı rahatlama, bireyin EMDR terapisi sırasında travmatik anıları işleme konusunda daha az zorlanmasını sağlar.

Birlikte kullanımın avantajları şunlardır:

  1. Kısa vadeli rahatlama: İlaç tedavisi, anksiyete ve depresyon gibi semptomların kısa vadede kontrol altına alınmasını sağlar.
  2. Terapiye katılımın artması: İlaçlar, bireylerin terapiye daha açık olmasını sağlayarak EMDR seanslarının verimliliğini artırabilir.
  3. Uzun vadeli iyileşme: EMDR terapisi, geçmiş travmaların işlenmesini sağlayarak kalıcı bir iyileşme sunabilir.

Bununla birlikte, her iki yöntemin de birlikte kullanımında dikkatli olunması gerekir. İlaç tedavisinin yan etkileri veya yanlış doz kullanımı, terapi sürecini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, bireysel ihtiyaçlara göre her iki yöntemin de kişiselleştirilmesi önemlidir. Unutmayın! İlaç tedavisi sadece ve sadece bir hekim -konu bağlamında psikiyatrist- tarafından düzenlenebilir.

Terapi alacaklara öneriler

Bu bölümde, travma, kaygı, depresyon ve özgüven problemleri gibi birçok sorunun çözümünde etkili olduğu kanıtlanmış bu terapiyi denemek isteyenler için bazı önerileri ve dikkat edilmesi gereken noktaları derledik.

Doğru terapisti seçmek

EMDR terapisi, özel bir eğitim ve deneyim gerektirir. Terapistin bu konuda yetkin olması, terapinin etkinliğini doğrudan etkiler. Terapist seçerken şunlara dikkat edin:

  • Eğitim ve sertifikasyon: Terapistin EMDR konusunda akredite olmuş bir kurumdan eğitim almış olması önemlidir.
  • Deneyim: Travma ve EMDR alanında tecrübeli bir terapist, süreci daha sağlıklı yönetir.
  • Güven ortamı: Terapist ile iyi bir iletişim ve güven ilişkisi kurmak, sürecin başarılı olmasında kritik rol oynar.

Süreçle ilgili gerçekçi beklentilere sahip olun

Her terapide olduğu gibi, EMDR sürecinde de iyileşme bir anda gerçekleşmez. İlk seanstan itibaren bazı rahatlama belirtileri görülebilir, ancak köklü değişimler için zaman ve sabır gerekir. Terapinin etkisi kişiden kişiye değişebileceği için seans sayısında esneklik göstermek önemlidir.

  • Seans sayısı: Kişinin durumuna göre 4-12 seans arası bir süreç öngörülse de daha karmaşık durumlarda bu süre uzayabilir.
  • Yan etkiler: İlk seanslardan sonra bazı duygusal dalgalanmalar veya yorgunluk hissetmek normaldir. Bu, zihnin travmatik anıları işlemeye başlamasıyla ilişkilidir.

Kendinize zaman ve alan tanıyın

EMDR, zihinsel ve duygusal süreçleri harekete geçiren yoğun bir terapi türüdür. Bu nedenle seansların ardından kendinize zaman ayırmak ve gerektiğinde dinlenmek önemlidir.

  • Seans sonrası dinlenme: Terapiden sonra gevşeme egzersizleri yapmak veya rahatlatıcı bir aktiviteye yönelmek faydalı olabilir.
  • Kendi ilerlemenizi takip edin: Terapiden önce ve sonra hissettiğiniz duygulara dair küçük notlar almak, ilerlemenizi gözlemlemenizi sağlar.

Yan desteklerden faydalanın

EMDR terapisi sürecinde, meditasyon, nefes egzersizleri veya spor gibi yan destekleyici aktivitelerden faydalanabilirsiniz. Bu tür uygulamalar, beden-zihin dengesini sağlayarak terapinin etkilerini artırabilir.

  • Nefes ve meditasyon teknikleri: Kaygıyı azaltan nefes çalışmaları, zihni sakinleştirmede etkilidir.
  • Sosyal destek: Sevdiklerinizle zaman geçirmek ve duygularınızı paylaşmak, zorlayıcı süreçleri daha kolay atlatmanıza yardımcı olabilir.

Terapiden korkmayın ve süreci sahiplenin

Bazı insanlar terapi sürecine başlarken korku veya çekince hissedebilir. Bu tür duygular tamamen normaldir. Önemli olan, süreci sahiplenmek ve terapiyi bir iyileşme yolculuğu olarak görmek. Terapistinizle açık iletişim kurun ve sürecin nasıl ilerlediğine dair sorular sormaktan çekinmeyin.

  • Beklentilerinizi paylaşın: Terapistinizden ne beklediğinizi açıkça ifade edin. Böylece terapi süreci daha kişisel ve etkili hale gelir.
  • Sabırlı olun: İyileşme zaman alabilir. Kendinize ve sürece karşı sabırlı olun.

Sonuç

EMDR terapisi, bilimsel olarak desteklenen ve yaygın olarak kullanılan bir psikoterapi yöntemidir. Özellikle travmatik yaşantıların tedavisinde etkinliği kanıtlanmış olup, bireyin geçmiş deneyimlerden özgürleşmesine ve daha sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı olur. Kapsamlı bir değerlendirme süreci ve terapistin rehberliğinde yapılan EMDR, bireyin zorlayıcı deneyimlerle başa çıkma becerilerini artırır ve iyilik halini destekler.

Eğer siz de zihinsel sağlığınızı güçlendirmek ve geçmişin izlerinden özgürleşmek istiyorsanız, EMDR terapisi doğru bir adım olabilir. İyi bir başlangıç yaparak hayatınıza yeni bir yön vermeye hazırsınız!

Referanslar

Hofmann, S. G., & Smits, J. A. (2008). “Cognitive-Behavioral Therapy for Adult Anxiety Disorders: A Meta-Analysis of Randomized Placebo-Controlled Trials.” Journal of Clinical Psychiatry, 69(4), 621-632.

American Psychological Association (APA). (2017). Clinical Practice Guidelines for the Treatment of Posttraumatic Stress Disorder in Adults.

Shapiro, F. (2001). Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) Therapy: Basic Principles, Protocols, and Procedures. New York: Guilford Press.

World Health Organization. (2013). Guidelines for the Management of Conditions That Are Specifically Related to Stress.

van der Kolk, B. A. (2014). The Body Keeps the Score: Brain, Mind, and Body in the Healing of Trauma. New York: Viking.

Shapiro, F. (2017). Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) Therapy: Basic Principles, Protocols, and Procedures. Guilford Publications.

Van der Kolk, B. A. (2014). The Body Keeps the Score: Brain, Mind, and Body in the Healing of Trauma. Viking Press.

World Health Organization. (2013). Guidelines for the management of conditions that are specifically related to stress.

Shapiro, F. (1989). Eye movement desensitization: A new treatment for post-traumatic stress disorder. Journal of Behavior Therapy and Experimental Psychiatry, 20(3), 211-217.

Shapiro, F. (2001). Eye Movement Desensitization and Reprocessing: Basic Principles, Protocols, and Procedures. New York: Guilford Press.

Solomon, R. M., & Shapiro, F. (2008). EMDR and the adaptive information processing model: Potential mechanisms of change. Journal of EMDR Practice and Research, 2(4), 315-325.

van der Kolk, B. A., Spinazzola, J., Blaustein, M. E., et al. (2007). A randomized clinical trial of EMDR, fluoxetine, and pill placebo in the treatment of PTSD: Treatment effects and long-term maintenance. Journal of Clinical Psychiatry, 68(1), 37-46.

Högberg, G., Pagani, M., Sundin, O., & Carlsson, S. (2007). On treatment with eye movement desensitization and reprocessing of chronic post-traumatic stress disorder in public transportation workers—A randomized controlled trial. Nordic Journal of Psychiatry, 61(1), 54-61.

Pagani, M., Di Lorenzo, G., Monaco, L., & Verardo, A. R. (2012). Neurobiological correlates of EMDR monitoring—An EEG study. PLoS One, 7(9), e45753.

Maxfield, L., & Hyer, L. (2002). The relationship between efficacy and methodology in studies investigating EMDR treatment of PTSD. Journal of Clinical Psychology, 58(1), 23-41.

Rogers, S., Silver, S. M., Goss, J., Obenchain, J., Willis, A., & Whitney, R. (1999). A single session, controlled group study of EMDR for chronic PTSD sufferers. Journal of Traumatic Stress, 12(2), 335-343.

Stickgold, R. (2002). EMDR: A putative neurobiological mechanism of action. Journal of Clinical Psychology, 58(1), 61-75.

Levin, P., Lazrove, S., & van der Kolk, B. A. (1999). What psychological testing and neuroimaging tell us about the treatment effects of EMDR on trauma. Journal of Anxiety Disorders, 13(1-2), 159-172.

Shapiro, F. (2018). Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) Therapy: Basic Principles, Protocols, and Procedures. Guilford Publications.

van der Kolk, B. A. (2014). The Body Keeps the Score: Brain, Mind, and Body in the Healing of Trauma. Penguin Books.

Bisson, J. I., et al. (2013). “Psychological treatments for chronic post-traumatic stress disorder: Systematic review and meta-analysis.” British Journal of Psychiatry.

      Yorum yapın

      Anasayfa » Genel » EMDR terapisi nedir?